Yılmaz, Ordu Üniversitesi Cumhuriyet Yerleşkesi’ndeki Emin Çetinceviz Merkez Kütüphanesi ile Düriye Çetinceviz Okul Öncesi Eğitim Merkezi’nin açılışında, en güzel yatırımın eğitim yatırımı olduğunu söyledi. Bakan Yılmaz, çağın gerektirdiği bilgili, becerikli, yenilikçi, iletişime ve öğrenmeye açık, özgüven ve sorumluluk sahibi, sağlıklı, üretken ve mutlu bireyler yetiştirmeyi amaçladıklarını anlattı.
Bugüne kadar yapılan çalışmalarla temel altyapı ve erişim sorunlarını büyük ölçüde çözdüklerini dile getiren Yılmaz, nitelikli ve kaliteli bir eğitimi her zaman değişmez hedef olarak gördüklerini söyledi.
65 bin 793 okulda, 1 milyon 61 binden fazla öğretmenle 18 milyona yakın öğrenciye eğitim
Yılmaz, bu eğitim öğretim yılında 65 bin 793 okulda, 1 milyon 61 binden fazla öğretmenle 18 milyona yakın öğrenciye eğitim verildiğini vurgulayarak, “Eğitime yapılan yatırım, Türkiye’nin aydınlık geleceğine yapılan yatırımdır. Eğitim yatırımlarını bütçeye göre değil, bütçemizi eğitim yatırımlarına göre yaptık desek doğrudur.” diye konuştu.
Eğitime 2017 bütçesinde 124 milyar lira ayırdıklarını ifade eden Yılmaz, bütçede birinci sırada eğitim olduğunu belirtti.
Yılmaz, Avrupa’da en fazla eğitime kaynak ayıran ülkenin Türkiye olduğuna dikkati çekerek, “Eğitime ne kadar kaynak ayırıyorsanız o kadar önem veriyorsunuz demektir. ‘Eğitime çok önem veriyoruz ama kaynak yok’. O zaman eğitimde mesafe alabilmek mümkün mü? Çağdaş uygarlık seviyesinin üzerine çıkabilmek mümkün mü?” değerlendirmesinde bulundu.
“Derslik başına öğrenci sayısı 24’e düştü”
Eğitimin altyapısını tamamlamadan kaliteli bir eğitimden bahsedilemeyeceğini aktaran Yılmaz, şöyle devam etti:
“Ben ilkokulda 70 kişilik sınıfta okudum. Herkes kendisini hatırlayabilir. Lisede yine 70 kişilik sınıflarda okudum. Soruyoruz, öğretmen bir sınıfa girdiğinde eğer sınıfta 70 kişi varsa, ders saati 40-50 dakika ise bir öğrencisine bir dakika ayırabilir mi? Ayıramazsa, öğrencisini tanıyamazsa, annesini babasını bilemezse, ilave bir talebin olduğunda, o talebin karşılanıp karşılanamayacağını öğretmen bilemezse, o öğrencisiyle hakkıyla ilgilenebilir mi? Dolayısıyla öğretmenin mutlaka öğrencisiyle ilgilenebilmesi için derslik başına düşen öğrenci sayısının makul seviyede olması lazım.”
Derslik başına düşen öğrenci sayısının önce 36’ya, ardından 24’e düştü.
Yılmaz, “Ordu’da bu sayı 22, Türkiye ortalamasından daha iyi. Başbakanımızın talimatı var, daha kaliteli bir eğitim adına mutlaka ikili eğitimi kaldırmamız lazım. Ne kadar derslik gerekiyor? Başbakanımız bu sözü söylediğinde 77 bin derslik gerekiyordu. Yaklaşık bir yılı geçti, 20 binden fazla derslik kazandırdık. Şu anda 58 bin dersliğe ihtiyacımız var ama 45 bin dersliğimiz de inşa halinde. Ordu’da da 233 milyon liranın üzerinde eğitim yatırımımız devam ediyor.” dedi
Yeni yapılan dersliklerin çok daha kalite ve nitelikli olduğuna işaret eden Yılmaz, kaliteli eğitim için öğretmen başına düşen öğrenci sayısının da makul seviyede olması gerektiğini aktardı.
Yılmaz, daha önce bir öğretmene düşen 28 öğrenci sayısının şimdi 17’ye gerilediğini belirti.
Ordu’da ise öğretmen başına düşen öğrenci sayısının 12-14 olduğunu söyledi. Bakan Yılmaz, Türkiye’nin öğrenmen başına düşen öğrenci sayısı ile Kore’den, Japonya’dan, İngiltere’den, Fransa’dan ve birçok ülkeden daha iyi bir seviyeye geldiğine dikkati çekti.
Avrupa’nın, bu zor dönemde kamu görevlileri ve öğretmenlerin ücretinden kesinti yaptığının altını çizen Yılmaz, “Türkiye dolar bazında iki katından daha fazla artış yaptı. Niçin? Öğretmenin sınıfa girdiğinde kafasında öğrenciden, dersten başka bir konu olmaması için. Bu yolda da epey bir mesafe aldık.” dedi.
Kodlama eğitimi
Yılmaz, kaliteli eğitim için teknoloji ile çocukların buluşturulması gerektiğini ifade ederek, şöyle devam etti:
“Önümüzdeki dönemde, kodlama eğitimine de başladık. Kodlama eğitimini daha uygulamalı yapabilsinler diye tablet bilgisayar yerine klavyeli bilgisayarı evlatlarımıza dağıtmaya başlayacağız. Yasal değişiklikleri de yerine getirdik. 2011’de başlayıp bu ana kadar Fatih Projesinde aldığımız mesafenin çok daha fazlasını 1-2 yıl içerisinde alacağız. Meslek liselerimizi de ana okullarımızı da yine bu teknoloji ile buluşturacağız. Dolayısıyla Türkiye’deki her eğitim kurumunun mutlaka bilgi otoyollarına açılabilmesini sağlayacağız.”
Kaliteli eğitim vermek adına müfredatın güncellenmesinin önemli olduğunu ifade eden Yılmaz, “Bilgi değişiyor. Her iki yılda bir bilginin yarısı belki gündemden düşüyor. Dolayısıyla eğitim canlı bir süreçtir. Bilim, bilgi, teknoloji değişir. Dolayısıyla sizin, kendi eğitiminizi değişen bilime, bilgiye, teknolojiye uygun şekilde mutlaka güncellemeniz lazım. Aksi halde zamanın gerisinde kalırsınız. Bu ülkeye yapılabilecek en kötü şey zamanın gerisinde kalmak, evlatlarınızı çağın ihtiyaçlarıyla buluşturamamaktır.” diye konuştu.
Yılmaz, müfredatı değiştirdiklerini anlatarak, “51 müfredatı bu ana kadar yapılmış… İddiayla söylüyorum en demokratik, en katılımcı müfredatı yaptık ve Türkiye’nin sahip olduğu bütün değerleri de hepsini de evlatlarımızın bilmesini, öğrenmesini istedik. Hiç bir değerimizi diğeriyle çatıştırmadık.” dedi.
“Vardar Ovası” türküsünün müfredattan kaldırıldığına ilişkin haberler yayınlandığını anımsatan Yılmaz, türkünün var olmasına rağmen “yok” diye yazıldığını söyledi.
Yabancı dil eğitimi
Yılmaz, 15 yaş üzeri okur yazar oranının yüzde 95’in üzerine çıktığına işaret ederek, kızların okullaşmasına da önem verdiklerini anlattı.
Yabancı dil eğitimi konusunda önemli çalışmalar yürütüldüğüne dikkati çeken Yılmaz, “Beşinci sınıfta Türkiye’de yaklaşık 620 okulda 130 bine yakın öğrencimize haftada 20 saate yakın İngilizce dersi vereceğiz. İnşallah buradan elde ettiğimiz neticelerle birlikte bu uygulamayı da tüm Türkiye’ye yaygınlaştıracağız.” ifadelerini kullandı.
Yılmaz, İsviçre, İsveç ve Hollanda’nın milli gelirinin, daha önceden Türkiye’den ileri olduğunu anımsatarak, şimdi ise Türkiye’nin bu ülkelerden ileri olduğunu söyledi.
Katılımcılara, Türkiye’de petrol, doğalgaz, elmas madeni bulunmamasına rağmen ne değişti de bu ülkelerin önüne geçildi sorusunu yönelten Yılmaz, “Tek unsur var, beşeri sermaye. Beşeri sermayeniz nitelikli olursa, iyi eğitilmiş olursa ülkeniz için güçtür, ülkenizi 21’inci yüzyılın gerektirdiği seviyeye ulaştırır.” diye konuştu.
Yorumlar
0 Yorumlar