Bazı insanlar için yalan söylemek kolay olsa da, aslında bu şaşırtıcı derecede karmaşık bir bilişsel süreçtir. Özellikle ,psikolog ve nörolog uzmanlar yalan söyleme konusu ve nedenlerine büyük ilgi duyar. Çünkü bu basit bir iletişim süreç değil, tam tersi alışılmadık bir şekilde özel aldatma sürecidir..
Boston Üniversitesinden Psikoloji profesörü Angela Gutchess ve meslektaşları, insanların kendi yalanlarına inanıp inanmayacaklarını araştırmaya karar verdiler.. Araştırmaya katılan insanları (60-92 yaş arası yaşlılar ve 18-24 yaş arasındaki yaş arası bin kşilik bir grup) iki gruba ayrırlar.Buradaki amaç, iki grubun bir saatten daha az bir süre önce söyledikleri bir yalana inanma olasılığını değerlendirmek istediler.
Gerçek olay ve onların değerlendirilmesinde yaş grupları arasında farkları yoktu, ancak konu yalanlar olunça ortaya oldukça farklı sonuçlar ortaya çıktı. araştırmacılar yaşlı katılımcıların kendi yalanlarına inanma ihtimalinin çok daha yüksek olduğunu tespit etti. Gutchess laboratuarında yüksek lisans öğrencisi olan Laura Paige;
Yaşlı insanlar, gerçek olanla gerçek olmayanları ayırt etmekte daha zorlanıyor. Yalan söylemeye karar verdiklerinde, bir şeyler yapıp yapmadıklarını hatırlamalarıyla değişmektedir
diyor. Katılımcı gruba yöneltilen sorular, “Sabah çalar saatinizi ertelediniz mi?” Ve “Öğle yemeğinde çatal kullandınız mı?” gibi basit ve önemsiz sorulardı. Katılımcılardan, bu soruların yarısında, hangi sırayla tercih ettiklerini söylemeleri istenmiştir. Ardından, 45 dakika sonra, aynı anketi doldurmaları istendi, ancak tüm soruları doğru cevaplamaları istendi. Aynı zamanda, EEG verileri toplandı.
Yalan söylemek çok fazla bilişsel kontrol gerektirir ve araştırmacılar ortalama olarak yaşlı yetişkinlerin gençlerden daha düşük bilişsel güce sahip olduklarından bu eşitsizlik gençlerin neden yalanlarını hatırlama olasılıklarının daha fazla olduğunu açıklamaya yardımcı olabileceğine inanıyor.
Ek olarak, EEG verileri yalan söyleyen beyin işlemlerinin çalışma belleği ile de ilişkili olduğunu, yani yalan söylemenin anılarınızı etkileyebileceğini ve bu çalışmanın da önerdiği gibi, yalanın gerçeği olduğu gibi hissettirdiğini de gösteriyor. Araştırmacılar, yaşlı yetişkinlerin hafızasının yalan söylemekten etkilenmeyeceğini varsaydıklarından, bu bir sürpriz oldu.
Yalan söylemenin, daha gençler için haksızlığı engel olmak için gerekli bilişsel kontrolün artması olarak ve buna bağlı doğru bilgiyi bellekte saklamak pahasına gerçekleştiğini gözlemledik.. Yaşlı katılımcılarda ise, bilişsel kontrolde eksiklikler gösterdiğinden, hafızalarının yalan söylemekten etkilenmediğini gözlemledik
Ek olarak, EEG verileri, yalan söylemenin çalışma hafızasından sorumlu beyin işlemlerini gerçekleştirdiğini ortaya koydu. Paige’e göre, bu bulgu bir yalanın kendisini hafızaya gömebileceğini ve gerçeğin gerçek olduğunu hissedebileceğini öne sürüyor. Paige.
“Yalan söylemek hafızayı değiştirir. Olmamış bir şey için yeni bir hafıza yaratır.
diye sözünü bitiriyor.Çalışma Beyin ve Biliş bölümünde yayınlanmıştır .
Yorumlar
0 Yorumlar